Ordu’nun Korgan ilçesinde görev yapan sınıf öğretmeni Arife Karayanız, ilk atandığı köy okulunda 15 öğrencisiyle adeta bir aile oldu. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Kırıkbozu İlkokulu’na atanan Karayanız, hiç bilmediği bir şehirde öğretmenliğin sorumluluğunu üstlenerek meslek aşkıyla zorlukların üstesinden gelmeyi başardı.
Tepealan Mahallesi’ndeki kırsal bölgede birleştirilmiş sınıf sisteminde eğitim veren Karayanız, yalnızca tatillerde görebildiği ailesine olan özlemini öğrencileriyle gidermeye çalışıyor. Çocukların eğitimin her alanından geri kalmaması için sınıfını adeta modern bir eğitim merkezi haline getiren öğretmen, akademik başarının yanı sıra öğrencilerin sosyal gelişimlerine de katkıda bulunmak için büyük bir çaba gösteriyor.
“Meslek Sevgim, Zorlukların Önüne Geçti”
Kırıkbozu İlkokulu’nda göreve başladığında birçok zorlukla karşılaştığını ifade eden Arife Karayanız, “Hiç bilmediğim bir şehirde, sobalı bir okulda görev yapmak başlangıçta beni endişelendirdi. Ama öğrencilerimin masumiyetini ve ihtiyaçlarını gördükçe meslek sevgim, tüm zorlukların önüne geçti. Onların gelişimi için elimden gelen her şeyi yapmaya karar verdim,” dedi.
Eğitim hayatında hem akademik hem de sosyal projelerle fark yaratan Karayanız, çocuklar için bir oyun atölyesi oluşturdu. Bu atölyede ahşap boyama, zekâ oyunları, müzik çalışmaları, takı tasarımı gibi etkinlikler gerçekleştirilirken, çocukların dışarıdaki çetin kış koşullarından korunması hedefleniyor.
Köy Okulunda Büyük Değişim
Karayanız, okulun birçok eksikliğini kendi çabasıyla tamamladığını belirterek, “Kütüphanemizi yeniledik, oyun odası oluşturduk ve okulun çatısı ile boyasını onardık. Bu süreçte Korgan İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Murtaza Alan’ın desteği beni daha da motive etti,” ifadelerini kullandı.
Yalnızlığını Öğrencileriyle Paylaşıyor
Ailesi ve arkadaşları İstanbul’da olan Karayanız, yalnızlığını öğrencileriyle gidermeye çalıştığını belirtti. “Benim odam okulum oldu. Çocuklarla vakit geçirmek ve onlara farklı etkinlikler sunmak bana güç verdi. Yeri geldiğinde onlara bir öğretmen değil, abla, anne ve baba gibi olmaya çalışıyorum,” diyerek öğrencilerine duyduğu sevgiyi dile getirdi.
Arife Karayanız’ın bu fedakâr çalışmaları, yalnızca köy okulunda fark yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda mesleğine gönülden bağlı bir öğretmenin eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için nasıl ilham kaynağı olabileceğini de gösteriyor.