Fındık Ağası Olduk

Fındık memleketinde yaşayan bizler eskisi gibi çalışmıyoruz, hepimizin çok işi var. Mesela gurbetçiyim fındığı hemen toplatıp geri dönmeliyim, topladığım fındık amale parasına yetmedi, olsun deyip çekip gidiyoruz. Veya evde çoluk çocuk var ama bahçeye inmek istemiyorlar, fazla değil az bir yevmiye ile fındığı toplatırız, evdekiler rahatsız olmasın. Aslında biz bilmeden de olsa fındık ağası olmuşuz haberimiz yok.

Bizler önceden fındığın ışkın alma işi başta olmak üzere tırpan ve toplama işini imece usulü yapar ailede herkes işin bir ucundan tutardı, ailede bir kişi değil hepimiz yorulurduk ama akşamki şamata gırgır bu yorgunluğu alırdı. Yine eskiden sadece fındık toplama değil hayvanlarımızı otlama işi de yapardık hiç yorulmazdık, fakat şimdi yeni moda yorgunuz, hastayız. Sonra fındık para etmiyor, nasıl etsin ki, bir çuval fındık kime yetsin.

Şuanda köylerimiz de kimse yok bırak fındık toplamayı, tırpan vurmaya bile sana sıra gelene kadar fındık biter. Peki niye böyle olduk, birincisi biz anlamadan bizi köylerden uzaklaştırdılar, bir taşımalı eğitim modeli ile şehre indik. Biz şehirde nasıl iş bulalım, nasıl geçineceğiz dedik? Merak etmeyin dediler Devlet sosyal devlet vatandaşını darda koymaz dediler, önce bizleri yeşil kartlı yaptılar sağlıklı olun diye. Daha sonra bize hamur işi verdiler, makarna bulgur pirinç. Köyde çalışıp ne yapalım lan ne güzel şehirde yatıp yuvarlanmak var deyip günümüzü gün ederken bizden sonra ki nesil üreten değil tüketen nesil oldu, bu sadece bizim suçumuz değil, devlet bize siz yatın biz size bakarız çünkü biz sosyal devletiz dedik ya, Tarlaya tapana fazla gitmenize gerek yok size dönüm parası verelim oradan da geliriniz olsun dedik mi, dedik. Peki biz çalışan nesil bir anda olduk tembel nesil, bizden sonraki nesil hep yatar oldu, bağ bahçe o ne demek dediler. Of ya biz şimdi bir de köye mi gideceğiz, siz gidin gelin deyiverdiler bize. Biz öyle mi gördük büyüklerimizden haşa, emir demiri keser, mallar yayılacak (yani ahırda ki hayvanlar, inekler, öküzler, koyunlar işte evde ne varsa) o hayvanlar otlatılırken birde komşunun yerine geçip ziyanlık yaptıysa akşam evde bir zopa (dayak) işi var. Şimdi ki gibi desene ya moruk boş ver bu işleri diye, kulağının dibinde bitsin ya tokat yada fındık ışgını.

Demem o ki sevgili okuyucularım; kendi işimizi kendimiz yapalım çekirdek aileye görev verelim, görev bilinci ile yetiştirelim. Tamam bizim ki gibi sabahın köründe yedi de veya sekizde fındık bahçesine girmesin ama yine de sizinle beraber bahçeye gelsin, biz bahçeyi amale ile 3 günde toplayacağımıza ailemizle bir hafta da toplayalım ve o fındığın keyfini sürelim. Yine akşamları harmanda ailecek yorgunluk atalım. Gelecek nesillere de üretimin ne kadar güzel olduğunu gösterelim, kendi alın terinin kıymetini bilsin. Fındığı saterken onları da yanında götür ki nasıl bir alışveriş yaptığını görsün. Aldığı paranın kıymetini bilsin, desin ki ben bunu kazandım deyip ona göre harcasın hiç dokunma. Biz ipin ucunu kaçırdık bel ki ama, ileride onlar fındık ağası değil, fındık başkentine yakışır üretici olurlar, biz sadece onlara bu işin sırrını öğretelim yeter.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu