Akar: “EYT’deki Kıdem Tazminatı Ödemelerinde KGF Süreci İş Dünyasını Zora Sokar!”
Ünye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İrfan Akar, iş dünyasındaki yükü azaltmak üzere hükümetin hazırladığı Hazine Destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) paketindeki EYT kapsamındaki kıdem tazminatı kefalet hacminin 50 milyar liraya çıkarılmasının olumlu bir tavır olduğunu ancak KGF sürecinin firmalar ve işveren arasında bazı sorunlar çıkaracağını gördüklerini söyledi. Akar, firmaların bu kapsamda ciddi bir ödeme yükünün altına girdiğini ve birçok işverenin bankalarla kredi sorunu yaşadığını söyleyerek, “Hükümetimiz, bu ödemeyi işveren ile işçi arasında yasal bir anlaşma ile taksitle halinde ödeme imkanı sunmalı” yorumunda bulundu.
EYT’de kıdem tazminatı sürecinin bankalar üzerinden yapıldığına işaret eden Akar, “KGF olmadan işçi ve işveren arasında taksitle ödenecek bir yapı kurulmalı” dedi.
Kıdem tazminatı kefalet hacminin 50 milyar liraya yükseltilmesi ve beraberindeki EYT kapsamındaki çalışmalarla hükümetin önemli bir haksızlığı giderdiğini aktaran Akar, her kesimin fedakarlık nyaptığı ve her kesimin memnun olduğu bir düzenin oluşturulması dahilinde iş dünyasındaki sıkıntıların azaltılabileceğine vurgu yaptı.
“Yasaların Belirleyeceği Bir Taksit İmkanı İş Dünyasını Rahatlatır”
Ünye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Akar, konuya ilişkin kendilerinin de bir çok şikayet aldığını söyleyerek şöyle konuştu:
“Hükümetimiz bir haksızlığı gidermiştir evet ama diğer tarafta firmalara bu zorlu süreçte ciddi ödeme sıkıntısı doğmuştur. Bu ödemenin vadelere yayılması gerekir. Tamam işçilerimizin hakları verildi ama burada herkesin fedakarlık yapıp karşılıklı anlaşma ortamı sağlayıp işverene de bir olanak sunulması gerekiyor. Deprem oldu, ekonomik sorunlar oluştu. İşveren açısından bunu da görmek gerekir.
Firmalar kendi aralarında işçileriyle anlaşsın ve eşit taksitlerle ödesinler. Bu süreç bankalar arasında yürüyen bir sistem, kredi notu düşük olan firmaların sıkıntısı olacak. Bu nedenle işçi ve işveren arasına yasaların belirlediği şekilde bir taksit imkanı verilmesi gerekir. Yoksa sistem bir kısır çekişmeye gider ve iş dünyası ile birlikte üretim de sıkıntıya girer.”
