2024 yılının neden emekliler yılı ilan edildiğini bu yıl idrak ederek, maziye özlemle bakmamızı sağlayanları anı defterimize ‘’Emeklilerin Altın Çağı’’ başlığı altında not edeceğiz.
Sayın T.C. Cumhur Reisi Erdoğan 2024 Yılını ‘’Emekliler Yılı’’ ilan etmişti. Bu vesileyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kendi bölgelerinde sivil toplum ve iş insanları sponsorluğunda, kendi kasasından kuruş ödemeden bazı emeklilere yerel siyasi liderler ve kamu kurumu temsilcileri eşliğinde ‘’Emekliler Yılı’’ şerefine yemekli program gerçekleştirmişti.
Saraya davet alan başkentli şanslı emekliler dahi vardı. 21. asrın en muhteşem ve görece Türk Devletleri’nin temsilini üstlenen Külliyede, emeklilerin hülyalarında göremeyecekleri çeşitli, lezzetli Dünya mutfağını deneyimleyerek gurme olma yolunda ilerlemişlerdi.
Proje kapsamında Karayolları Kanuna göre şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapılan işletmelerde % 20 indirim, TCDD ana hatları yolcu taşımacılığında % 10 indirim, PTT işletmelerinde % 10 indirim, Kredi ve Yurtlar Kurumunda yaz tatil döneminde ücretsiz konaklama, Gençlik ve Spor Müdürlüğü tesislerinde sezon dışında ücretsiz konaklama, kamuya ait tesislerde (Öğretmenevlerinde, Konukevlerinde ) % 15 indirim, sendikaların misafirhane ve sosyal tesislerinde kamu personeline uygulanan indirim hakkı, milli ödeme sistemimiz Troy ile yapılan fatura ödemlerinde, giyim ve benzeri harcamalarda (bankalar ile yapılan protokollerle belirlenen oranda) indirim hakkı verilmişti.
2024 Emekliler Yılı programının en gözdesi 3. YAŞ ÜNİVERSİTESİ: 50+HATAY OKULU Projesiydi.
Ankara üniversitesi derneği YASAM ile işbirliği yapılarak on yıl süreliğine Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenerek, Başkentin bir çok bölge ve ilçelerinde programa katılan emekliler mezun oldular.
Bu Projenin temelleri, Japonya’da atılıp ilk Fransa’da uygulama bularak birçok Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmıştır.
Türkiye’de Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakülteleri ile başlayan süreç, yaygın eğitimin dışında yeni versiyonu olarak, bugün bir örneği Karşıyaka Belediyesi tarafından uygulanan ve birçok Üniversite’de kurulan ve kurulumu devam eden eğitim programı olmuştur.
Tüm bu emeklilere uygulanan ayrıcalık hakkı, ‘’Türkiye Yüzyılı’nın Emektarları Projesi adı altında Devletin emeklilere olan şükran borcunun bir nişanesi olarak verilmişti.
Oysa emekliler ne yaptı! Kıymet bilmeyerek zam, zam, zam naralarına nihayet muhalefet ses oldu. Geleneksel yerel ve ulusal medya; sosyal medya üzerinden iki günde bir ekranlarda, emekliler üzerinden reyting uğruna program adı altında duygulara merhem nidalarıyla seslerini yükselttikçe yükselttiler ve emeklileri adeta gömdüler.
Nihayetinde Mum yakıp şıralı günleri özlemle andılar.
Oysa ki, ‘’Emekliler Yılı’’ kulağa ne kadar da hoş geliyordu. Ama bazı gözleri ama, kulağı sağır emekliler farkında olmadan son yüksek hızlı treni de kaçırdılar. Şimdi ya kara trene razı gelinir, ya da tabana kuvvet
Antik Çağ olanaklarını baş üstünde tutarlar.
Hangi siyasi erkler döneminde emekliler muhatap alınarak indirimler verildi, yemekler verildi, övgüler yapıldı, devletin masalarında ağırlandı, var mı hatırlayan?
Ya da bir hükümet var mı ki, emeklileri gündem yapıp, belgesellere, arkası yarınlara, sinema filmlerine konu olacak kadar akıllara kazdıran? Tabi ki, biz yaptık ve yine biz yapacağız.
Emekliler bizden memnun olmadığını son yerel seçimlerde muhalif partilere oy vererek gözümüze sokmaya çalıştılarsa da biz, onların tamamen duygusal davrandıklarını, kandırıldıklarını, geçici bir heves peşinde olduklarını da biliyoruz.
Muhalefetin üzerlerinden oy devşirdiklerini bile bile lades oynadılar. Akarsuya inandılar, el oğluna dayandılar!
Bu yıl, yıllardır süregiden enflasyonla baş etme mücadelesi yılı. Yani enflasyonu milletimize dert ettiğimiz için şimdi def etmek için mücadele içindeyiz.
Kısaca sıkı para ve maliye politikasıyla, kemerlerinizi sıktıkça sıkacağız, şimdiden affınıza minnettarız.
Milletimizden, emeklilerimizden sabır sebat etmelerini bekliyoruz. Yaptığımız hataların bedelini daha bilinçle, azimle, tecrübe ve kararlılıkla sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik içinde para ve maliye politikalarla uyumlu, bir nebze de vatandaşlarımıza ve emeklilerimize dokunarak devam ettirmekteyiz.
Bütçe içinde transfer ödemelerinin en büyük kalemini maaşlar oluşturuyor. Bu yüzden ilk buradan başlamaktayız.
Yıllardır ekonomiyi şaha kaldırıyor, uçuyoruz zannediyorduk ki, betona çakılmışız. Bu kez, Pilot tercihimizi
Batı kültüründe yetişerek iyi eğitim almış, helal-haramı iyi ayırt edebilecek, ahlaklı ve vatandan başka düşüncesi olmayan, dolayısıyla kendini işine adamış özgün insanlardan seçeceğiz.
Biliyoruz ki, biz bir tarım ülkesiyiz.
İstatistikler emekli yaş ortalamasının çalışmaya uygunluğuna işaret ediyor. Kent dışında bulunan köy- kasabalarda evleri, toprağı olanların ufak tefek bağ bahçe işleri yaparak gayet geçimini sağlayabilirler.
Biz Türkler duygusal milletiz, ülkemizin tüm alanlarında sosyal yardımlaşma eski değerini korumasa da yine de kayda değer yardımlaşma mevcuttur. Yani eksiklikler değiş-tokuş yapılarak durum idare edilebilir.
Diğer yandan Milli Gelirimiz içinde büyük paya sahip olan Hizmet Sektöründen en fazla payı alan İnşaat sektörüyle ekonomik döngülerini çeviriyoruz. Dolayısıyla ülke sınırında yaşayan çoğu emeklilerin bir evi olduğu kanısındayız.
Çoluk çoğunuz yok mu? Ebeveynlerine destek olabilirler, çocuklar bu zor günler için değil mi?
Peygamberimiz ne demiş: ‘’Komşu açken tok yatan benden değildir’’ hadisi şerifinden daha büyük sözler etmeye hangi fani cüret edebilir!
Tatil mi istiyorsunuz? Akrabalarınızla aranızı iyi tutun, iyi değilse de düzeltin.
Akraba ziyaretleri sevaptır, böylelikle hem tatil yaparsınız hem de sevap kazanırsınız.
Toprağımızda mülteci olarak yaşayanlar akın akın memleketlerine dönüyorlar.
Buradan oluşacak işgücü eksikliğini emeklilerle tamamlayabiliriz.
Afganistan’dan çoban, Türkmenistan’dan yaşlı bakımı, Tacikistan’dan çocuk bakıcısı, Gürcistan’dan hizmetli ithal etme yerine genç emeklilerimiz, ikinci baharlarını ekonomik refah içinde çalışıp kazanarak geçirebilirler.
Mustafa Kemal Atatürk ne demiş: ‘’Türkler çalışkandır, Türkler zekidir. ’’Hem çalışıp ekonomik refahı yakalayalım hem de ‘’ işleyen demir pas tutmaz’’ deyimindeki haklılığı fiziksel, ruhsal sağlığımızı koruyarak gösterelim.
Yeterli Sosyal refahı sağlayamadığımız için kültürel programlara bütçe ayıramıyor, kültürel alt yapı oluşturamıyor ve yeterli kadro yetiştiremiyoruz. Bu minvalde vaktiniz varken tiyatro yapın, müzik yapın diyemiyor, es geçmek zorunda kalıyoruz.
Geçmişte sanayileşmeyi kaçırmış olabiliriz. Biz çeyrek asır iktidarlık dönemimizde yeni teknolojik gelişmeleri pür dikkat izleyerek, savunma ve dijital teknoloji sanayisine yatırımlar yapıyoruz; aldığımız yol kısa zamanda çağdaşımız devletler seviyesini yakalayacağımızın sinyallerini veriyor. Bu da bize gösteriyor ki, tüm vatandaşlarımız ve emeklilerimiz çok yakın gelecekte, Avrupa standartlarında yaşama hayaline kavuşmuş olacak.
Veee…
Bu yıla, enflasyonla mücadeleye hızlı bir başlangıç yaptığımız için, siz emeklilerden sabır ve anlayış diliyoruz.
Amerikan Doları’nı baskıladığımız gibi faizleri de baskılayarak Türk Lirası’nın değerini korumaya söz veriyoruz.
Birkaç yıl içinde, enflasyonda onlu rakamlara eriştiğimizde:
Bodrum ve çevresinden esinlenerek yarattığı eserleriyle tanınan Halikarnas Balıkçısı lakaplı yazar, şair Cevat Şakir Kabaağaçlı ile yazar, akademisyen Sabahattin Eyüboğlu’nun turizm literatürüne kazandırdığı engin sularda ‘’ Mavi Yolculuk’’ biletlerini siz emeklilere takdim ederek, sizleri bir kez daha kutsayacağız, 2024 ‘’Emekliler Yılı’ında kutsadığımız gibi.