Adaletli gelir dağılımı söz konusu olduğunda orta gelir grubuna vurgu yapılır.
Orta gelir grubunun kaldıraç olarak toplumun yükünü taşımasının öneminden bahsedilir.
Peki, nedir bu Orta Gelir Grubu (Orta Direk)?
Orta gelir grubu ekonominin bel kemiğidir: Katma değer üreten, tüketimiyle ekonomiyi canlandıran, demokrasiyi besleyen, özgürlüklere sahip çıkan, hamasi söylemlerle özgürlüklerinin elinden alınmasına göz yummayan bir sınıf; yani eğitimli, geçiminin üstünde gelir elde edenler.
Beyaz yakalılar olarak da bilinen bankacılar, bürokratlar, doktorlar, mühendisler, mimarlar, akademisyenler, mali müşavirler, medya çalışanları gibi…
Bir diğer orta gelir grubunu serbest çalışanlar oluşturuyor; dükkan-mağaza işleten esnaf ve işletmeler, orta ölçekli
çiftçiler, kendi nam ve hesabına çalışan beyaz yakalılar.
Orta gelir grubu, geçimi üstünde gelire sahip olduğundan sinemaya ve tiyatroya gidebilir, restoranlarda yemek yiyebilir, yaz-kış tatilini yapabilir, sağlıklı gıda tüketebilir, kaliteli giyim ve benzeri ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Kısaca harcaması üzerinde gelir elde ettiği için sermaye araçlarına yatırım yapabilir, ev-araba alabilir ve maddi ve manevi tazminatlar için sigorta ettirebilir.
1980’li yıllarda alt ve orta gelir grubunun ekonomik görünümü Turgut Özal Hükümeti dönemi Neo-Liberal politikalarıyla örtüşmemişti.
Bu dönemde Sayın Özal ‘Orta Direk’ kavramını ortaya atarak;
orta direk çökerse ev çöker, benim memurum işini bilir gibi söylemler kullanıyordu.
Burada amaç orta direği ödüllendirmek değil, alt gelir grubunu, orta gelirli ücretlilerle eşitlemeye çalışarak, orta direğe adeta ödül verme görüntüsüyle aba altından sopa gösteriyordu.
Alt gelir grubunu sabitlemek, orta gelir grubunun önünü keserek silindirik hacme sokmaya çalışıyordu.
Bu dönem ülke gündeminde rahmetli Kemal Sunal’ın ‘Orta Direk Şaban’ filmi Türk sinemalarında rekorlar kırarak dönemin siyasileri gönüllere kazınıyordu..
Türkiye’de Neo-Liberal ekonomi politikaları ile kapitalist sistemin işlerliği gelir grupları arasında makas açığını artırmaktadır.
Alt gelir grupları giderek yoksullaşmakta ve orta gelir grubu alt gelir grubuna doğru itilmektedir.
Orta gelir grubunun giderek eksilmesi yatırımların azlığına, buna bağlı olarak da sosyal yaşamın bozularak zincir gibi toplumun kültürel dengesinin bozulmasına, zengin-fakir uçurumun oluşmasıyla gettolaşmaya doğru tam kapitalist görünümlü sosyal adaletten yoksun toplumsal bir çatışmaya doğru yol alımına işaret edebilir.
Türkiye sanayi çağını kaçırıp kentleşme olgusunu tamamlayamadığı için tam olarak batı tipi gettolaşmaktan söz etmek mümkün değildir.
Her ne kadar ithale dayalı bir tarım politikası güdülse de akdeniz iklim kuşağında olmamız ve geniş tarım arazilerimizin olması, ve kültürel-genel olarak da kırsal yaşama uygunluğumuz batı tipi gettolaşmanın önüne set koymaktadır.
Türkiye de get-tolaşma yerine ancak mort-tolaşma olabilir.
Orta Gelir Grubu, on sekizinci yüz yıl ile başlayan sanayi öncesinde, tahıllardan un elde edildiği değirmenlerdeki su yardımı ile dönen çarklardaki değirmenin hem suyu hem çarkı gibidir.
Son rakamlarla Türkiye’nin en düşük gelire sahip ilk yüzde 20’lik grup toplam gelirden sadece yüzde 5.9 pay alırken, ikinci yüzde 20’lik 9.5, üçüncü yüzde 20’lik grup 14, dördüncü yüzde 20’lik grup 20.5, beşinci en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 49.8’dir.
En zengin yüzde on ila en yoksul yüzde on arasındaki fark 15 kat olarak hesaplanmıştır.
Toplam gelirden en üst yüzdelik grupların payının sürekli artıyor olması ve en alt gelir gruplarının ise sabit kalıyor olması
Gelir paylaşımında eşitsizlik için anlamlı gösterge olmasına rağmen, asıl orta gelir grubunun eşitsizlikteki göstergesi çok daha anlam ifade ediyor.
Kasaca Ülkede elde edilen gelirin yüz liralık hesapta kırk liranın orta gelir grubu almalı ki ekonomik dinamikler çalışır vaziyette olsun…
2025 yılının ilk ayının tazeliğinde bireysel olarak yüz elli bin üzeri gelir elde edebilenler orta direk kapısından içeri bir yerlere uzanabilmek için batı usulü sıraya girebilirler.
Neo-Liberalizm-Kapitalizm çiftinin Türkiye’de gerçekleştirdiği evliliğinden narsisizm ekonomik görünümlü piyasalar doğmuştur.
Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Orta Direk olarak tanımladığı kavram olan Eski Orta Direk; Yeni haliyle Mor(t)a direktir.