Asgari ücret; bir evi, asgari iki asgari ücretlinin paylaşımı koşullarını baz alan bir ücrettir.
Asgari ücret; en vasat iş sınıfında çalışana ödenen bir ücrettir.
Asgari ücret, işverenin ne maaş verirse versin muhasebeye en düşük göstermek zorunda olduğu bir ücrettir.
Asgari ücret, en düşük SGK primlerinin tahakkuk ettirildiği bir ücrettir. Yani, devlet mevzunun sadece bu kısmındadır. Gerisi çalışanla işveren arasındadır.
Çalışan daha yüksek maaş talep edebilir. İşine gelmezse çalışmaz. İşveren de daha yüksek maaş verebilir.
Çalışanın iş becerisi asgari ücretten fazlasını almaya yetmiyorsa, hayatını ona göre düzenlemek zorundadır. Mesela kiralık bir evi ve masrafları ikinci bir kişi ile paylaşmanın yolunu bulmalıdır. Ayrıca ne yapıp edip iş becerilerini artırıp asgari ücretin üstünde maaş almanın yollarını bulmalıdır.
Mesela bir şoförün geliri asgari ücretin iki katı, bir inşaat işçisinin geliri asgari ücretin üç katıdır.
Avrupa’da 1.400-1.600 EURO asgari ücret alan bir kişi mutlaka, kiralık bir evi ve evin temel masraflarını en az asgari ücret alan ikinci bir kişi ile paylaşır. Çünkü orada en kötü evin kirası, asgari ücretin 2/3’ünden fazladır.
Burada devletten beklenen şudur:
Asgari ücreti belirledin de, enflasyonu sabit tut da, yaptığın zam üç ayda erimesin.
Fahiş fiyat artışlarına engel ol da, yıllık verdiğin artışı üç ayda ev kirasına, gıdaya harcamayalım.
İşverenlerin asgari ücret artışını bahane ederek sattığı mala veya hizmete, “aynı oranda” ve ya diğer deyişle fiyata etki oranından daha yüksek zam yapmasına engel ol. Zira personel maliyeti fiyatı etkileyen pek çok unsurdan sadece biridir.