Ünye’de yeni kurulan partilerin oluşumlarını izliyorum. Hepsinde Ak partide siyaset yapmış arkadaşlar var.
Onları suçlamıyorum. Çünkü;
Şu an Ünye’de Ak parti teşkilatının teslim edildiği siyasi güruh, insanların siyaset etme hevesini umursamayan bilakis bu hevesi taciz ve istismar eden, verdiği onca emeğine saygı duymayan, arkadaşlık hatırını bile hiçe sayan, yoklarmış gibi davranan, vefasız, saygısız, umarsız, hal hatır sorma yoksunu, kendilerini vazgeçilmez görüp başkaları için “eski yüz, metal yorgunluğu” gibi saçma saban bahaneler uydurup ona tanınan insiyatif ile insanları harcayan, vefasız, sorgulanmayı istemeyen, pişkin, siyaset içindeki varlığı devam ettiği sürece insan kaybını ve kırgınlıkları görmemezliğe gelen, hissiz, yolda karşılaşsa çoluğunun çocuğunun rızkını bu partiye harcamış biri ile karşılaşmamış gibi zoraki selam vermekten öteye geçmeyen, narsist bir güruh…
Siyaset bir hevestir. Siyaset yapmayı bir sosyal faaliyet olarak hayatının vazgeçilmezi olarak gören, imkanlarını siyasete vakfetmekten zevk alan o insanlar, bu heveslerini nasıl yerine getirecekler? Elbette küçük de olsa siyaset yapmaya devam ederek…
Ben onları daha saygıdeğer buluyorum…!!! Çünkü onlar bir beklenti içinde olmamayı bilerek bu yola giriyorlar…
Ve ben biliyorum ki yerel iç siyasetin hadsizliğinin ayrıştırdığı bu insanlar, milli ve dış siyasette; partisi ne olursa olsun, kimin ve neyin yanında olacaklarını gayet iyi bilen erdemli insanlar…
Ancak, anlaşılmak için, mevzunun parti yönetiminde ve ya belediye meclisinde olup siyaset yapma isteği olmadığını da söylemem gerekiyor.
Bir insanın sürekli parti yönetiminde bulunmak istemesi gibi bir hakkı yok. Teşkilatın başına getirilen teşkilat başkanı ve ya belediye başkanı, kendine yakın gördüğü insanlardan kendi ekibini kurar. Kim olsa bunu yapar.
Bundan daha doğalı yoktur…
İşte benim üzerinde durduğum husus bu noktadan sonra başlar.
Toplumsal algının, siyasetle bağının kopamayacağını düşündüğü ve teşkilat içinde olmasa da; yıllarını verdiği, emek verdiği parti adına “siyaset etme ruhu” taşıyan insanları ne yapacağız?…
Kimse “niye beni yönetime almadın” diye hesap soramayacağı gibi, teşkilat da vefekar ve cefakar eski emektarına “sadece oy kullanacaksın, seçimden seçime ve davet edersek çalışmalara katılacaksın, seninle başka bir ilişkimiz olmayacak” diyemez. Bunu hissettiremez bile…
Onlar partiye verdikleri emek nedeni ile toplumun ve hısım akrabalarının gözünde, siyasetçi ve hatırlı insanlar olmaya devam ederler. Kimsenin, toplum ve hısım akrabalarının gözünde onları madara edemez. “Sen partinin emektarısın, seni kırmazlar şöyle bir talebimiz var bize yardımcı ol” diyen vatandaşların ve hatta hatırına binaen kendi taleplerini ilettiğinde, karışılacağı her tavır, itibar ve hatta şeref meselesidir…!!!
Bu beklentiye “vefa” diyoruz…
Vefasızlık itibar erozyonu yaratırsa, “aidiyet duygusu da” erezyona uğrar…!!!
Lafın kalanını yazmıyorum…!!!
YÖNETİMDE OLMAK DEĞİL, VATANDAŞIN GÖZÜNDEKİ SİYASETİ YAPMAKTIR ÖNEMLİ OLAN…