Yer yer yerel siyaseti değerlendirip çoğu zaman da eleştirilerimiz oluyor.
Elbette yerel siyaset, bir şahsın iradesini değil, millet vekilinden teşkilat başkanı ve yönetimine kadar, bir ekip faaliyetlerini ilgilendirdiği ve icraatların olup olmaması ile kendini gösterdiği için, mevzuyu şahsi çerçevede tutmak yanlış olur.
Yerel siyasetin elini güçlendirecek ve itibarını yükseltecek en önemli ayak, önce memleket meselelerini merkezi hükümete taşıma ve çözüm arama konumunda olan, milletvekillerin vatandaşın taleplerini yerine getirmesi ve Ünye için gerekli projelerin Ankara’ya taşınarak hayata geçirilmesini sağlamada iş bitirici olmalarıdır.
Ancak, bu taleplerin yerine getirilmesini sağlamada, bakanlıklarda Ünyeli ve ya Ordu’lu bir bürokrat diasporasının olup olmadığı daha önemli bir ayaktır…
Memleketinizin evlatları önemli yerlerde bürokrat değilse; “el elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar”. Ya da, o bürokratlar hemşehrimiz değilse, yetkilerinin yarattığı yatırım kazandırma ve iş yaptırabilme kredisini başka memleketler için değil, kendi memleketleri için kullanmayı tercih ederler. Onlar doğdukları memleketin değil Türkiye’nin bürokratı demek etik olarak doğru olsa da, aslında bıyık altından gülünecek bir saflık olur…
Peki işlerimizin takibinde yerel siyasetin gücü yetmiyor, milletvekillerinin ricası işe yaramıyorsa, neyin eksikliğini yaşıyoruz demektir?… Elbette işlerimize şahsi olarak ilgi duyacak “bürokrat” eksiği yaşıyoruz.
Bürokrat zenginliği en önemli lobi gücüdür. Mesela, taktir edilecek ölçüde bunu en iyi başaranlar Trabzon siyasetidir. Baktığınızda iyi bir bürokrat diasporalarının olduğunu görürsünüz. Başta İstanbul Ankara olmak üzere diğer illerin millet vekili listelerinden milletvekili bile çıkarırlar. Hatta öyle ileri giderler ki, partilerde büyük kongre delegesi listesine başka illerin listelerinden bile adam sokarlar. Mesela bu gün Ak partinin Ordu büyük kongre delegesi listesinde iki adet Trabzon siyasetinin adamları vardır. Yerel siyaset acizliğimize bu bile işaret etmektedir. Neyse… Bu ayrı konudur…
Peki bakanlıklarda neden kendi bürokrat çocuklarımız yok?…
Çünkü yerel siyaset, çocuklarımızın önemli görevlere gelmesini sağlayamıyor. Türkiye’nin en iyi üniversitelerini bitirmiş çocuklarımız kıyıda köşede kalıyor.
Bu evlatlarınızın önemli görevlere getirilmesi ve bürokrat olmaları, yerel siyasetin onun adamı bunun adamı ayrıştırmasına ve fitnesine maruz kalmazsa, siyasi cenahımızdaki “baba adamların” insafına kalıyor…
Bürokrat olma yolunda ilerleyen bir kardeşime bir gün şunu söylemiştim. “Sakın yerel siyasetle irtibat kurma. Siyasi ilişkilerini milletvekili ve bakan nezdinde tut. Aksi halde yerel siyasetin polemikleri içinde yıpranırsın”… Tabi bu mevzu ayrı bir tartışma konusu…
Peki hükümette ve mecliste en önemli görevler almış olan bu “baba adamlar”, bir bürokrat diasporası oluşturmada böyle bir tasayı güdüyorlar mı?.. Sonuç ortada…
Memleketimize yatırım çağrısı yapmak elbette yerel siyasetin görevidir. Bu çağrıyı planlamaya sokabilmek ve icraate dönüşmesini sağlamak da ilgili bakanı yönlendirebilecek vekillerin ve ismine münhasır hükümet nezdinde güçlü babaların görevidir.
Ancak bir memleketin güçlü bir bürokrat diasporası varsa dikkate alınır. Eğer yoksa, siyaset üstü babanız da olsa, eğer bir hırsı ve emrivaki tavrı yoksa; iki rica telefonundan öteye geçemez. O telefonlar da ipe un serilmesi ile hödük kalır… Elinizde sosyal medyanızda paylaşmak için çektirdiğiniz iki üç resim olur. Altına da “memleket meselelerini konuştuk” diye iki üç cümle yazmış olursunuz…
Bunu yıllarca yazıp durursunuz. Bir bakmışsınız on yıl geçmiş… Bir bakmışsınız yirmi yıl geçmiş…
Ez cümle;
Bakanlıklarda “bürokrat diasporası” yaratmak memleketinize yapacağınız en önemli yatırımdır.
