Yaşıyorsanız…
Seviliyorsanız…
Sevdikleriniz de sağ ise..
Size yakınlarsa; onları sık görüyor, konuşuyor, koklaşıyorsanız…
Çaresiz hastalığınız bulunmuyorsa…
Aranızda kavga gürültü yoksa…
Canınızı çekeni yiyebiliyorsanız; karnınız toksa…
İki kadehle yaren sohbetiniz varsa…
Kahveye çağıran dostunuz bulunuyor, ödenmeyecek borcunuz bulunmuyorsa…
Eviniz huzurluysa…
Aracınız bozulmuyorsa…
Kapıdaki bisikletinize binilebiliyor…
Atlayıp, uzaklara gidebiliyor, dağarcığınıza yeni yer, yeni kültür katabiliyorsanız…
Okuduğunuz kitaba girebiliyor, ondan alabiliyorsanız…
Müzik ruhunuzu besleyebiliyorsa…
Kırları gördüğünüzde, dağlara baktığınızda, ufka daldığınızda, martı çığlığı duyduğunuzda, köpek başı okşadığınızda, çam kokusu aldığınızda çiçeklere dokunduğunuzda içinizde çiçekler açıyorsa…
Gece başınızı yastığa koyunca, rahat bir uyku çekip, geceyi tüketiyor, kendiniz tükenmiyorsanız..
Her aklınıza geldiğinde bunları yapıyor, yapabiliyorsanız..
Siz ‘Piyango’yu tutturmuşsunuz demektir.
Yeni yıldan başka bir şey istemenize gerek yoktur!!
Yeter ki eksilmeyelim!!
Bırakın Milli Piyango kime çıkarsa çıksın!
Kendinizi şartlandırmayın, bilet alıpta kazanana katkıda bulunmayın.
Milli Piyangoyu denetlemiş bir denetçi olarak, nelerin dönüp, umutların nasıl sömürüldüğünü biliyorum.
Emeksiz kazanılan paranın faydasını görene hiç rastlamadım. Alın teri, göz nuru ile kazanılan paranın verdiği gönül huzuru bir başkadır.
Başkasının yaşamı ile ilgilenip, kıskançlık yapmaya gerek yoktur. Herkes kendi yaşamına odaklanmalıdır.
Başkasının sofrasında ne olduğunu düşünmektese, kendi sofrandakini yemekten keyif almak en güzel olanıdır.
Çocuklarımızı rekabetçi olarak değil, paylaşımcı bir ruhla yetiştirirsek mutlu olurlar. Zengin çocuklar değil, mutlu çocuklar yetiştirelim.
Dostlarım, biz bu dünya da yaşamıyoruz, biz bu dünyadan geçiyoruz. Her yüz yılda 7,5 milyar insan toprağın altına gidiyor. Böyle bir dev ri daim ile insanoğlunun dünya yolculuğu sürüp gidiyor.
Şöyle bir bakın mal, mülk, para sahiplerine, giderken hiçbirşey götürmüyorlar. Ömürleri varlıklarının esiri olarak geçmektedir. Oysa mutluluk özgür olmaktadır.
Gerçek zenginlik, çok fazla şeye ihtiyaç duymamaktır. Ömür kısa, “bir ezan ile gelip, bir sela ile gidiyoruz.”
Sonuçta yaşamın özeti, “ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık mezara” şeklindedir.
Kibirli olup, kimsye yüksekten bakmaya gerek yoktur. “Bakın şu yere düşen yaprağa, o da yüksekten bakardı toprağa”.
Eskiyen yılın son pazar sabahından, bütün dostlarıma Günaydın diyorum. “Eski yıla elveda, yeni yıla merhaba” diyelim.
Sağlıklı, huzurlu, barış içinde, paylaşımcı ve gerçekten mutlu bir yıl dilerim.