Gassallık mesleği, Türkiye’de asırlardır özenle ve fedakârlıkla yürütülen bir görev olmasına rağmen, son günlerde bir dijital platformda yayınlanan dizi sayesinde yeniden gündeme geldi. TRT Tabii platformunda izleyicilerle buluşan dizi, gassallık mesleğinin toplumdaki algısını ve merakını artırdı. Yayınlanan yapım, platformu zirveye taşıyarak en çok izlenen içeriklerden biri oldu. Bu durum, mesleğin detaylarını ve zorluklarını daha geniş bir kitleye tanıtma fırsatı sundu.
Gassalların Anlatımıyla Mesleğin Hassasiyetleri
Gassallar, mesleklerinin hem manevi yükünü hem de fiziksel zorluklarını anlatırken, mesleğin temelinde büyük bir sorumluluk ve merhamet yattığını vurguluyor. Gaziantep Asri Mezarlığı’nda çalışan Celal Ulaşlı, gassallığın temel amacını “Ölüyü yıkayıp, kefenleyerek son yolculuğa hazırlamak” şeklinde özetliyor. Bu süreçte erkekler için üç parça kefen kullanıldığını belirten Ulaşlı, cenazenin hijyenik bir şekilde temizlenmesinin önemine dikkat çekiyor. Ulaşlı ayrıca, pandemide ve deprem dönemlerinde yaşadıkları yoğunluğun işin manevi boyutunu daha da güçlendirdiğini ifade ediyor.
“En Zor Anlar Bebek ve Şehit Cenazeleri”
Gassalların mesleklerinde en çok zorlandıkları anlar arasında bebek ve şehit cenazeleri yer alıyor. Celal Ulaşlı, bebek cenazelerinin manevi olarak en fazla etki bırakan durumlar olduğunu dile getirirken, “Her cenaze bizim için bir görevdir, ancak bebek cenazeleri bizi daha fazla duygulandırır” diyor. Benzer şekilde, kimsesiz ya da uzun süre beklemiş cenazelerin de zorlayıcı olduğunu belirtiyor.
Gassal Yavuz Akçaba ise mesleklerinin manevi yönüne dikkat çekerek, yaptıkları işin sadece bir görev değil, aynı zamanda bir ibadet gibi algılandığını belirtiyor. “Her gün ölümle yüzleşmek, insanın hayata bakışını değiştiriyor. Daha merhametli ve duyarlı olmayı öğreniyorsunuz” diyen Akçaba, işlerini özenle yapmaya devam ettiklerini ifade ediyor. Cenazeye sadece iş niyetiyle bakmanın mesleki bir alışkanlık olduğunu ve ölünün yüzüne bakmamalarının bu alışkanlıklarından kaynaklandığını belirtiyor.
Kadın gassallar arasında yer alan Selvi Yağmur, bu mesleği büyük bir merhametle yaptıklarını vurguluyor. Yağmur, “Ölüyü anneniz ya da kardeşiniz gibi görerek yıkarsanız bu işi büyük bir merhametle yapabilirsiniz” diyor. Aynı zamanda mesleğin fiziksel ve manevi açıdan dayanıklılık gerektirdiğini, her cenazenin uyur gibi olmadığını, kaza ve otopsi geçirmiş cenazelerle de karşılaştıklarını belirtiyor.
Yağmur, mesleği boyunca unutamadığı bir olay olarak deprem döneminde yaşadıklarını anlatıyor. Yıkadığı bir kız çocuğunun saç tokalarını annesine teslim etmenin, kendi annelik duygularını da etkilediğini belirten Yağmur, bu anının hafızasında derin bir yer ettiğini söylüyor.
Gassallık mesleği hakkında toplumun farklı tepkiler verdiğini belirten gassallar, mesleklerinin bazen hayranlıkla, bazen de korku ya da tedirginlikle karşılandığını ifade ediyor. Selvi Yağmur, “Bazıları bizimle aynı ortamda bulunmaktan çekinirken, bazıları yaptığımız işten dolayı büyük bir saygı duyuyor” diyor.
