Köşe Yazıları

Birden Fazla Maaş Alanın Cebine Girmez

Son günlerde Kamuda çalışan bazı bürokratların birden fazla maaş almaları yeniden gündeme gelmiştir. Bu konu mevzuatla düzenlenmiştir. Kamu görevlileri aynı Kanuna göre birden fazla maaş alamazlar. Asli görevinin dışında ikinci bir göreve atanmış bile olsalar aldıkları ikinci maaşı çalıştığı kuruma irat kaydetmek zorundadırlar.

Hatırladığım kadarıyla 2005 yılında Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM)’i denetliyorduk. Söz konusu birden fazla maaş alınması konusuna idari mali bünyeyi denetleyen üstat bakıyordu. Üstadımı biraz sıkıntılı görmüştüm. Sebebi nedir diye sordum. Genel Müdür mevzuata aykırı olarak, ikinci maaş yasağına giren ücret alıyor dedi. Bir ara gelin bu konuyu konuşalım dedim, ne geldi, ne de dosyayı gönderdi. Bu durumda Kanunumuza göre yazı ile istemek zorunda kalacağım diye dertlendi.

Üstadım konuyu bana anlatırsanız, önce ben öğreneyim, müsaadeniz olursa Genel Müdürü bir defa da ben çağırayım, yine aynı durumla karşılaşırsak günah bizden gitmiş olur ve yazı ile isteriz dedim. Üstat konuyu bütün ayrıntısıyla anlattı. Ben Genel Müdürü aradım, almakta olduğunuz fazla maaş ile ilgili görüşmemiz gerekiyor dedim. Sayın Müsteşarım buyurun gelin, bekliyorum efendim, hem de bir kahve içmiş oluruz dedi.

Beyefendi, amaç ziyaret olunca çay kahve davetine icabet ediyoruz. Ancak konu hesap vermek olunca siz gelmek durumundasınız, usulümüz budur diye hatırlattım. Efendim şu anda misafirlerim var diyerek gelemeyeceğini bildirdi. Biz Genel Müdürleri misafiri olanlar veya olmayanlar diye tasnif ederek denetlemiyoruz. Müsaade isteyin beş dakika içinde sizi bekliyorum dedim. Biraz sonra Genel Müdür geldi, buyurun efendim dedi. Biz de ayakta karşıladık ve oturmadık. Otursaydık ona da buyurun oturun diyecektik. Sizin mademki misafirleriniz var, oturmanıza gerek yok. Hemen konuya geçelim, TİGEM Genel Müdürlüğü maaşı ve Yönetim Kurulu Başkanlığı huzur hakkına ek olarak Libya Hayvancılık Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü maaşını da alıyorsunuz. Bunlar 399 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye göre alınan ücretlerdir. Kanuna göre Libya Hayvancılık Şirketinden aldığınız ücreti Genel Müdürlük hesabına irat kaydetmeniz gerekir dedim.

Ama efendim alıp da cebimize koymuyoruz. O maaşın bize ödenmesini sağlayan irade alıyor. O paralar ile ışık evlerinde okuyan öğrencilerin masrafları karşılanıyor dedi. Kusura bakma biz öyle cemaat tehditlerine boyun eğecek denetçiler değiliz, şu ana kadar eski para ile 17 Milyar TL almışsınız, faizi ile birlikte 21 Milyar TL tutuyor. Bu parayı muhasebeye öder dekontunu bize getirirseniz, bu konuyu rapora almayız dedim. Bakın daha çok gençsiniz bu konuda soruşturma geçirirseniz gelecekte önünüze engel olarak çıkar diye de hatırlattım.

Genel Müdür üç gün sonra parayı ödemiş, dekontu bize getirip teslim etti. Maalesef o güne göre büyük para olduğu için çok zoruna gitti. Aradan yıllar geçti, Genel Müdür Devlet Denetleme Kurulundaki bir üyelik kadrosuna iki kişi aday oldular. Diğer aday aynı konuda soruşturma geçirdiği için elendiğinden, Genel Müdür rakipsiz tek aday olarak Devlet Denetleme Kurulu Üyesi oldu. Önceleri bana kırılmıştı ama yıllar sonra teşekkür etmek için ziyarete geldi. Devlet işi ne dostluklara, nede düşmanlıklara vesile edilmemelidir.

2007 yılında TRT Genel Müdürlüğünü denetliyordum. O dönemde TBMM’de TRT Kanunu görüşülüyordu. Ancak Genel Müdürün aldığı eski para ile 36 Milyar TL maaş Kanun tartışmalarının önüne geçmişti. Genel Müdür beni arayarak ziyaret etmek istediğini bildirdi. Geldiğinde oldukça gergindi. Görüyorsunuz değil mi, bütün Türkiye işi gücü bıraktı benim maaşımı tartışıyor dedi. Beni niye tartışmıyor Sayın Genel Müdür dedim. Üstat bir bakarmısınız yasal olmayan bir durum var mı diye yardım istedi.

Belgelere bir baktım 36 Miyar değil, 47 Milyar TL maaş alıyordu. Kıyaslamanız açısından söylüyorum. Onu denetleyen denetçi olarak ben 7 Milyar TL maaş alıyordum. TRT, TRT Yönetim Kurulu, AYSEL, Türksel ve birkaç ayrı kuruluşun yönetim kurulu üyeliklerinden ücret alıyordu. Ancak mevzuata aykırı bir durum yoktu. Aynı Kanuna göre iki yerden maaş alma gibi bir durum yoktu. Mevzuata aykırı bir durum olmadığını öğrenince rahatladı. Bunu sizin incelediğinizi ve yasalara uygun dediğinizi kullanabilirmiyim dedi. Hayır kullanamazsın, denetçi raporu ile konuşur. Bunun dışında açıklama yapmak gibi bir usulümüz yoktur dedim. Denetimlerim sırasında kime sormuşsam fazladan alınan maaşların bir havuzda toplandığını söylemişlerdir.

Kanunları birkaç yerden maaş alınacak şekilde düzenlerseniz, birileri gelir bu açıkları lehine kullanır. Kanun denilince yoruma ihtiyaç kalmayacak şekilde kesin hükümlü olmalıdır. Kanunlar çıkarılırken açıklar bırakılmamalıdır. Son günlerde gereksiz tartışmalar yapılarak bu konu üzerinden siyaset yapılmaya çalışılmaktadır. Halbuki yeni bir yasal düzenleme ile birden fazla maaş alınmasını önlemek mümkündür. Sanki bu Kanunlar uzaydan gelmiş gibi kimse sorumluluk üstlenmiyor. Her şeyden önce toplumun önünde dürüst olmak gerekir.

Sonuç olarak her iki Genel Müdür de 15 Temmuz olayından sonra, cemaat soruşturmalarına muhatap oldular. Detaylarına girmek istemem. Her ikisi de takipçilerim arasında. Ayrıca o iki güzide Kurumdan bu konuları yakından bilenler var. Söz konusu TRT Genel Müdürü 1200 personeli hangi Kanuna dayanarak aldın diye sorduğum için, beni dönemin Başbakanı Erdoğan’a şikayet etmiştir. Başbakan yardımcısı Cemil Çiçek’in talimatıyla sürem dolmadan TRT denetiminden alınarak, PTT Genel Müdürlüğünün denetimine verilmem bu sebeple olmuştur.

O yıllarda bunları yapabilmek özgüveni olan bir denetçi için mümkündü. Devlet Kurumları daha tam olarak bozulmamıştı. Şimdi bunların yapılmasını bırakın, akıllarından bile kimse geçiremez. Kanunların içini boşaltırsanız suçun tanımı değişir. Bu boşluklardan faydalanan sülüklerin olması kaçınılmazdır. Kişilerin suçlanması yerine, sistemin sorgulanması zorunludur.

(10 Mayıs 2024 – Ordu)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu