Deprem Felaketinin Çocuklar Üzerine Etkileri

Kahramanmaraş’ta meydana gelip 10 ilde yıkıma sebep olan deprem ile Türkiye’de en acı günlerimizi yaşıyoruz. Bu acı günlerimizde enkaz altından çıkan bebekler, çocuklar yine de yüzümüzü güldürüyor ve bize umut ışığı oluyor. Fark ediyoruz ki kimi çocuk ne olduğunu anlamıyor kimi ise başına bir felaket geldiğinin bilincinde. Peki deprem çocukları nasıl etkiliyor?

Çocuklar da biz yetişkinler gibi deprem felaketinden korkmaktadırlar ancak burada dikkat edilmesi gereken ince bir çizgi vardır. Yetişkinler depremin bir doğal afet sonucu olduğunu bilirken özellikle okul öncesi çağı çocukları bu bilgiye sahip değillerdir. Eğer çocuk daha önceden ailesi tarafından herhangi bir konuda üstüne basılarak suçlanmışsa çocuk bu suçuna karşılık deprem olduğunu, cezalandırıldığını düşünebilmektedir.

Çocukların depremden etkilenme dereceleri birçok faktöre bağlıdır. Bunlar; kayıplar, sosyoekonomik faktör, ailenin tepkisi, yaş-cinsiyet, günlük yaşantı, ailenin ve kendisinin hastalık öyküsü gibi faktörlerdir. Okul öncesi çağı çocukları ise (2-5) depremin neden olduğu yıkımlar, kayıplar ve yaşam standartlarında oluşan değişmeden daha yoğun etkilenebilirler. Bunun sebebi çocukların ölüm kavramını bilmemesinden kaynaklanabilmektedir. Çocuk yaşamında böyle bir felakete daha önce şahit olmamıştır ve bir anda felaketle karşılaşmaktadır. Bu durum çocuğun bilinçsizliği sebebiyle atlatılması daha güç hale gelebilmektedir. Bu çocukların travma sonrası stres bozukluğu(TSSB) yaşama riskleri diğerlerine göre daha fazladır. Bu sebeple özellikle okul öncesi çocuklarının çevrenin, ailenin, öğretmeninin gerekirse uzman pedagogların özel bir desteğine ihtiyaçları vardır.

Felaket sonrası çocuklarda regresyon (gerileme, yaşına uygun olmayan davranış, örneğin 10 yaşında çocuğun parmak emmesi veya altına kaçırması), bellekte güçlük, davranış bozuklukları, saldırganlık veya aşırı sakinlik görülmektedir.

Tüm Bunları Nasıl Engelleyebiliriz?

Sayılan sorunların oluşumunu engellemek oldukça zordur hatta bazı durumlarda imkansızdır. Ancak TSSB gibi durumların derecesi üzerinde etkimiz olabilir, regresyonu engelleyebiliriz, Saldırganlık gibi davranışlar halinde uzmanlar tarafından terapi uygulanabilir. Bu durumda çocuğa sakin davranmak, depremin ne olduğunu sorduğu takdirde ona aktarmak ve kayıp yaşadıysa bir uzman eşliğinde ona anlatmak faydalı olacaktır. Çocuk sorduğu soruların cevabını en doğru ve en uygun şekilde alınmalıdır.

Tüm Türkiye’nin seferber olduğu şu günlerde vatandaşlarımız ailesine ulaşılamayan çocukların fotoğraflarını yardım etmek için paylaşıyorlar ancak bu ne kadar doğru? Şuan ne yaşadığının farkında olmayan çocuklar büyüdüklerinde, kendilerinin yaralı fotoğraflarını gördüklerinde travmanın canlanabilme riski vardır. Bu sebeple çocukların fotoğraflarını paylaşmanın doğru olmadığı üzerinde durulmasını önermekteyim.

Çocuklarımızın bedensel sağlığı dışında ruhsal sağlığı da oldukça önem arz etmektedir. Çocuk ailesinin kontrolünde ise mutlaka bir uzmana götürülmelidir. Devlet ise bu konuda çocuklara hizmet sağlamalıdır. Nitekim deprem bölgelerinde gönüllü faaliyet gösteren çocuk gelişimci arkadaşlarımız bulunuyor. Onlara kolaylık diliyoruz.

Türkiye’nin başı sağ olsun, Allah kurtulanlara cesaret versin.

admin

admin

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu