Tam Mevsimindeyken Haftada 2 Kere Balık!

Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olmasına ve tatlı su kaynaklarından zengin olmasına rağmen balık tüketimi istenilen düzeyde değildir. TÜİK verilerine göre 2018 yılında Türkiye de kişi başına ortalama balık tüketimi 6.14 kg iken dünya ortalaması 20 kg,  ABD ortalaması 25 kg’dır. Tezgahlar  dolmaya başlamışken ve mevsimin tam ortasındayken sağlık faydası yüksek bir besin olan balık konusunda biraz dikkatleri çekelim istedim.

Balık makro ve mikro besin ögeleri açısından zengin bir besindir. Omega-3 yağ asitleri, A vitamini, E vitamini, D vitamini, B grubu vitaminler, fosfor, selenyum, iyot, çinko, magnezyum gibi vücudumuzda önemli görevleri bulunan besin maddelerini içerir.  Omega-3 vücutta üretilemeyen ve dışardan alınması gereken doymamış bir yağ asididir. Balık tüketimi ve yeterli Omega-3 alımı tüm yaş grubundan bireyler için önemlidir. Gebelik döneminde bebeğin bilişsel ve görsel açıdan gelişmesi ve emzirme döneminde de bebeğin büyüme ve gelişmesinin tamamlanması için annenin balık tüketimi önemlidir. Çocukluk çağında düzenli balık tüketim alışkanlığı kazandırılması ilerleyen yaşlarda görülen kronik hastalıkların riskini azaltır. Ayrıca hafıza üzerinde olumlu etkileri olduğu için çocukların okul başarısına katkı sağlar. Zengin içeriği sayesinde yetişkinlik ve yaşlılık döneminde de yeterli ve dengeli beslenmenin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Balıkta bulunan Omega-3, vücutta yeterli düzeyde olduğunda depresyon ve kaygıyla mücadele eder, kalp hastalıklarına, metabolik sendroma, bazı kanser tiplerine ve yaşa bağlı unutkanlık gibi birçok rahatsızlığa karşı koruyucu etki gösterir. Ek olarak hafıza, zihin gelişimi, cilt ve saç sağlığı, eklem ağrısı ve sertliği, inflamasyon üzerinde de olumlu etkilerine işaret eden çalışmalar vardır. Damar direnci, kan basıncı ve kan kolesterol değerlerine etki ederek kalp sağlığını koruduğu vurgulanmaktadır.

Balıkta bulunan besin maddelerinin biyoyararlılığını etkileyen bazı faktörler vardır. Kültürel alışkanlıklar, tüketim alışkanlıkları, pişirme yöntemleri bunlardan bazılarıdır. Örneğin balığın alkol ile tüketilmesi biyoyararlılığı olumsuz yönde etkiler. Çünkü alkol besin ögelerinin mide ve bağırsaktan emilimini azaltır. Aynı şekilde balığı kızartarak tüketmek de biyoyararlılığını azaltan faktörlerden biridir. Daha çok fırında, buğulama ya da ızgara şeklinde pişirerek tüketmek gerekmektedir. Yine balık için bir diğer risk ağır metal içeriğidir. Bazı balıklar yüksek miktarda cıva içerebilir. Kılıç, kalkan, ceylan, irigöz gibi balıkların cıva içeriği yüksektir ve özellikle gebelik döneminde tüketilmemesi gerekir. Hamsi, deniz levreği, somon, uskumru, morina, sardalya, alabalık,kefal, tirsi gibi balıklar cıva içeriği düşük balıklardır ve haftada 2 kere tüketilebilir. Çok sık olmamak şartıyla konserve balıklar da kullanılabilir ama genel tercih her zaman mevsiminde taze balık tüketimi olmalıdır.

Tüm bu sağlık faydalarından yararlanmak için haftada en az  2 kere balık tüketimi önerilmektedir.

admin

admin

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu